ESOMAR BAŞKANI Joaquim Bretcha’nın 2 Mayıs Mesajı
Veri olmayan bir dünya düşünün?
Neden ülkenizin araştırmacılar derneğine katılmanız gerekiyor?
Eğer daha önce duymadıysanız “peak oil” gezegenimizdeki petrol üretiminin maksimum seviyeye çıktığı ve sonrasında üretimin petrol bitene kadar hep azalarak seyredeceği teorik bir durumdur.
Bu faza ulaşmak için yapılan en son tahminler 2020’leri ön görüyor. Peki sonra ne olacak? Çeşitli tahminlere göre, dünyamız eğer hazırlıksız yakalanırsa, hava yolculuğu sona erecek, banliyöler gece kondu mahallelerine dönüşecek ve dünya genelinde çok büyük bir ekonomik buhran başlayacak.
OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü), 1960 yılında, bu önemli fosil yakıtın kullanım süresini uzatmak ve yukarıda açıklanan kötümser senaryoları önlemek için kurulmuş bir dernektir.
Bugün Dünya Araştırma ve İçgörü Günü, peki 'peak oil' kuramının veri ve içgörü ile ne ilgisi var?
Son on yıl içinde dünyadaki “yeni petrolün” “veri” olduğu mukayesesi yapılıyor. Nasıl ki petrol taşımacılık ve diğer enerji ihtiyacımızın itici gücüyse, veri de şirketler, toplumlar ve hükümetlere karar almada yardım ediyor. İkisinin yerini de başka bir şeyle dolduramıyoruz. Gelgelelim ikisinin de varlığını kanıksayarak kesin gözüyle bakmaktayız. Petrolün ve verinin bize sağladıklarını günlük yaşamda fark etmeden geçiyor hayatlarımız. Nasıl ki OPEC, petrol kullanımını uzatmak ve korumak için kurulduysa, yerel araştırma dernekleri de verinin kullanımını yaygınlaştırma ve korumak amacıyla çalışmaktalar.
“Veri yeni petroldür” ifadesini her duyduğumda, veri toplamanın durduğu bir dünya beni çok endişelendiriyor; bu endişem “araştırma ve içgörü” dünyasında hepimizin işimizi kaybedeceği için değil; verinin kaybolmasının toplum hayatı üzerinde yaratacağı büyük yoklukla ilgili. Neyse ki, verinin açık, doğru ve güvenilir bir şekilde toplanmasını teşvik etmek, geliştirmek ve aynı zamanda aşağıdaki senaryolara karşı kurulmuş olan bir çok ulusal, bölgesel ve küresel araştırmacılar derneği mevcut:
Kamu hizmetlerinin hangi ihtiyaçlara göre sağlanacağı ölçülemediği için, sosyal hizmetler, toplu taşımacılık gibi bir çok alanda kaos meydana gelecek, seçim dönemlerinde kamuoyu yoklamaları yapılmadığı için hükümetler halklarının görüşlerini bilemeyecekler ve seçim dönemlerinde yapılacak propaganda ve sahte haberlerin kontrol edilme imkanı olmayacak.
İşletmeler, tüketicinin gerçek isteğini anlamadan, tahminlerde bulunarak ürün geliştirecekler ve ürünler ajans çalışanlarının içgüdüleriyle hazırlanan reklamlar ile tahmini hedef kitleye pazarlanmaya çalışılacak.
Verinin olmadığı bir dünya bizi yokluğa geri götürür. Kendimizi, 19. yüzyıl ekonomisinde buluruz. Hükümetler, işletmeler ve yardım kuruluşları, başarısız ürünler ve hizmetler yüzünden para kaybederler. Şirketler başarısızlığa uğradıkları için işler kaybedilir; zengin ve yoksul arasındaki fark daha da artar.
Tüm bu senaryolar aslında biraz ekstrem ve neyse ki, petrol ve veri arasında önemli bir fark var. Petrol elbette sınırlı bir kaynaktır. Öte yandan, insan ve insan davranışlarını gözlemlemek, istekler doğrultusunda ürün, hizmet ve politikalar üretmek, iç görüleri bulmak gerektiği sürece veri ihtiyacı ve üretimi sınırsızdır.
Veri ihtiyacı yok olmayacak olsa da, bu herhangi bir tehlike olmadığı anlamına gelmez. Neredeyse her hafta yeni bir kişisel veri krizi oluyor ve milyarlarca insan her yıl güvenli olmayan veri toplama ve saklama uygulamalarından etkileniyor. Bu ihlaller tüketici güveninde çok büyük hasara neden oluyor. Kanaatimce “peak data”, etik olmayan ve gizli kapaklı yollarla veri toplama ve depolamanın önüne geçilemediği noktada olacak: ülke otoriteleri bireyleri korumak amacıyla çok sıkı regülasyonlar getirecekler ve hatta tam kontrolü sağlamak amacıyla veri toplama işin tamamen kendileri üstlenecekler.
Kendimizi bu senaryoya karşı koruma imkânımız var. Araştırma ve iç görü sektöründe çalışanların, veri toplanması ve gelecekte her ne olursa olsun kullanılabilmesini sağlamak için yapabilecekleri en kolay ve en önemli şey, yerel araştırma derneğine üye olmaktır.
Bir derneğe üye olmanın tek amacı bilgiyi paylaşmak, öğrenmek ve ağ kurmak değildir. Birçok dernekte, temel yasal gerekliliklerin ötesine geçen, dürüst ve şeffaf veri kullanımı ilkelerini vurgulayan ve araştırma katılımcılarına verilerini toplama ve saklamaya açık, etik ve güvenilir bir yaklaşım sunan kurallar vardır. Dahası birçok dernek, veri koruma yasaları hazırlanırken, araştırmacının sesini duyurmak için ulusal yasama organlarıyla sürekli temas halindedir. Çok basit, ne kadar fazla araştırmacı derneğe üye olur ve grubun parçası olursa o kadar kuvvetli etki ve baskı unsuru oluşturulabilir. Böylece mesleğimiz güçlenir ve koruma altına alınmış olur.
Bu nedenle, bugün yani Dünya Araştırma ve İç görü Günü’nde, “peak data” ya ulaştığımızda olacakları hayal etmek için vaktinizi ayırın ve hala bir derneğe üye değilseniz, bugün üye olmak için güzel bir gün.
Joaquim Bretcha
ESOMAR President